Avrupa ülkelerinde işe bağlı ortak hastalıkların başında kas ve iskelet hastalıkları geliyor. Bilgisayar kullanımının artması, boyun, sırt, el ve elbileği hastalıklarını tetikliyor, bu da ciddi rahatsızlıklara ve işgücü kaybına neden oluyor. İşverenin ergonomik bir ofis ortamı yaratması, çalışanın da duruşuna dikkat etmesiyle sorunun önüne geçilebilecek, ama ne yazık ki ne işveren ne de çalışan bu konuda yeteri kadar bilinçli.

Doktorlar hastalarını uyarıyor ama işverene ergonomik bir koltuk aldırmak deveye hendek atlatmaktan zor.

Son 20 yılda iş yaşamında bilgisayar kullanımının yayılması, verimliliği artırırken ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi. Boyun, üst uzuvlar (el, elbileği, omuz ve dirsekler) ve belde zaman içinde sinsice gelişen, ağrı ve hareket kısıtlanması ile seyrederek sakat bırakabilen Mesleki Kas İskelet Hastalıkları (MKİH) ekran başında çalışanların en yaygın sağlık sorunlarından biri. MKİH, başta bilgisayar kullanımı sırasında boyun, el bilekleri, eller ve belin kötü pozisyonda kullanılmasına, ofis mobilyalarının ergonomik olmamasına bağlı olarak gelişiyor. Kas iskelet hastalıkları yol açtığı sakatlıklar sonucunda iş verimliliğini ve iş memnuniyetini azaltarak, yüksek tedavi harcamaları, tazminat ödemeleri ve iş günü kaybına neden olarak çalışanı, işvereni ve ekonomiyi de olumsuz etkiliyor. Maliyetin en önemli kalemini işe gidememe ve sigorta tazminatları oluşturuyor. Türkiye’de ne yazık ki rakamlar bilinmiyor ama Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Çalışma Bakanlığı yoğun bilgisayar kullanımının MKİH’na neden olduğunu ve bu hastalıkların sıklığının ve maliyetinin 1980’den beri ciddi şekilde arttığını bildiriyor. ABD’de 2000 yılında yapılan bir araştırma iş kaybı ve sigorta da göz önüne aldığında, kas ve iskelet hastalıklarının yarattığı yıllık maliyetin 1 trilyon dolar olduğunu ortaya koyuyor. Amerika’da 2007 yılında sadece bel ağrısına bağlı rahatsızlıkların yıllık maliyeti ise 100 milyar dolar olarak hesaplandı. Kas ve iskelet hastalıkları Avrupa’daki en yaygın işyeri kaynaklı hastalıkların başında geliyor. European Agency for Safety and Health at Work’den alınan bilgiye göre 25 Avrupa Birliği ülkesindeki çalışanların yüzde 24’ü sırt ağrıları, yüzde 22’si kas ağrılarından şikayetçi. Sadece yeni üye ülkelere bakıldığında sırt ağırları yüzde 39, kas ağrıları ise yüzde 36 oranında. Bütün Avrupa’da olduğu gibi İngiltere’de kas ve iskelet hastalıkları en çok görülen iş nedenli hastalıklar. İngiltere’de kas ve iskelet hastalıkları 1 milyon kişiyi etkiliyor. En sık görülen rahatsızlıklar ise sırt ağırları, boyun ağrıları, kol, el ve elbileği rahatsızlıkları. İngiltere’de sırt ağrıları için kurulan The Charity for Healthier Backs’in araştırmasına göre sırt ağrıları nedeniyle 2003-2004 yılında yaklaşık 5 milyon çalışma günü kaybedildi. Sırt rahatsızlığı olan bir çalışan bu sürede ortalama 20 gün işe gidemedi.

10 yılda şikayetler arttı

Kas ve iskelet hastalıklarındaki şikayetler son 10 yılda ciddi şekilde arttı. Amerika’da 1997’de yüzde 37 olan evlerdeki bilgisayar oranı şimdi yüzde 65’lere çıktı. Yine Amerika’da boyun ağrılarının görülme sıklığı da bilgisayar başında çalışan kişilerde yüzde 58 civarında. Bilgisayar kullananların yarısından fazlası kas iskelet hastalığı ile ilgili yakınmalar bildiriyor. Bir araştırmada haftada 15 saatten fazla bilgisayar kullanan ve işe başlarken hiçbir sorunu olmayanların yarısından fazlasında, çalışma yaşamlarının ilk 12 ayı içinde kas iskelet hastalıklarının ortaya çıktığı saptandı.

Ofis çalışanları ve bilgisayar kullananların yaklaşık yarısını etkileyen boyun, üst uzuv ve bel ağrılarının vücudun doğru kullanımı, monitor, klavye ve mouse’un, masa ve koltuğun ergonomik düzenlenmesiyle çok büyük ölçüde engellenebileceğine dikkat çeken İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı ve Kas İskelet Hastalıkları ve Ergonomi Birimi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Özcan “Yapılan araştırmalara göre, ergonomi eğitimi ve sadece sandalye değişikliğini kapsayan ve maliyeti 1.000 ABD Doları (1.200 YTL) olan bir ergonomi programının uygulanması ile bir yılda 25.000 ABD Doları (30.000 YTL) tasarruf sağlanıyor” diyor.

Bilgisayar kullanımının artmasıyla en sık görülen kas ve iskelet hastalıkları boyunda kas zorlanması (gergin boyun sendromu), boyun fıtığı, el bileğinde sinir sıkışması (karpal tünel sendromu), başparmak, el bileği, omuz ve dirsekte tendon iltihaplanması ve bel ağrıları olarak sıralanıyor. Bu hastalıkların belirtileri ise ağrı, kollarda ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, hareket güçlüğü, baş ağrısı, yorgunluk ve halsizlik, aile ve iş yeri fonksiyonlarında bozulma ve depresyon olarak kendini gösteriyor. Bu hastalıkların oluşmasındaki en büyük etkenler ise tekrarlamalı ve zorlamalı klavye ve mouse kullanımı, el bileği ve elin, dirsekler, omuzlar ve boyunun kötü pozisyonlarda kullanımı, uzun süreli aynı pozisyonda çalışma, koltuğun ve masanın uygun olmamasına veya kötü alışkanlıklara bağlı kötü pozisyonda oturma, ekranın, klavyenin ve mouse’un yüksekliğinin ve kullanımının çalışana uygun olmaması, aydınlatma, sıcaklık, nem gibi çevresel etkenlerin yetersizliğinin yanı sıra iş memnuniyetsizliği, ağır iş yükü, monotonluk ve yetersiz iş arkadaşı gibi psikososyal etkenler ile yaşın ilerlemiş olması, sigara içimi gibi nedenler de mevcut. İşyerlerinde sigara içiminin yasaklanması bu açıdan büyük bir adım oldu, çünkü sigara da kas ve iskelet hastalıklarını tetikleyen önemli bir unsur.

Bir saat çalışan birisinin 10 dakika ara vermesi, bilgisayarın başından kalkması tavsiye ediliyor. Ama aralıksız çalışma beklentisi eklemlere ve kaslara çok yoğun bir yük bindirerek kas ve iskelet hastalıklarına neden olan en önemli etkenlerden biri. Tabii bilgisayara olan uygun açı, klavyeyi nasıl kullandığınız da çok önemli. Fakat diğer taraftan teknolojinin de hızla gelişmesiyle insanlar neye dikkat edeceklerini şaşırıyor, tam ’artık nasıl daha ergonomik çalışacağımızı öğrendik’ derken yeni bir ofis ekipmanıyla karşılaşınca kafalar karışıyor. Masaüstü bilgisayarlarla nasıl çalışılacağı yeni yeni öğrenilmeye başlanmışken laptoplar yaygınlaştı. Laptoplar yüzünden insanlar daha küçük ekranlarla, hiç ergonomik olmayan klavyeler ve mouse’larla çalışır hale geldiler.

Bilgisayarın diğer ofis araç gereçlerinin hemen yanında durması, bir o yana bir bu yana dönüp çalışmak da duruş bozukluklarına neden oluyor. Diğer taraftan arkası boş kalan sandalyeler başta olmak üzere ergonomik olmayan ofis ekipmanları bel ağrılarını da ciddi şekilde tetikliyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Cihan Aksoy, bu nedenle daha önceden ayakta çalışanlarda rastladıkları bel fıtıklarının artık oturarak çalışan hastalarında da sıklıkla görüldüğünü söylüyor.

İstanbul Tıp Fakültesi’nde kurulan Kas İskelet Hastalıkları ve Ergonomi Birimi’nin bilgisayar kullanan 370 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, çalışanların yüzde 80’inde boyun, sırt ve bel ağrısı, yüzde 40’ında el ve el bileği hastalıklarına rastlandı. Çalışanların yüzde 65’inin klavye, mouse gibi ekipmanları yanlış kullandığı ve bu durumun hastalıklar için risk oluşturduğu tespit edildi.

Kimler risk altında

Prof. Dr. Cihan Aksoy, bankalardan çok hastaları olduğunu söylüyor. Reklam ajanslarında çalışan grafikerlerin ve diş doktorlarının da hepsinde kas ve iskelet hastalıklarının gözlendiğini belirtiyor. Hemşireler ve cerrahlarda ayakta çalışmaktan kaynaklanan bel ve sırt ağrıları çok sıklıkla görülürken, bilgisayar başında oturanlarda ön kol, tendom ve boyun ağrılarına rastlanıyor. Marmara Üniversitesi Fizik Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Gülseren Akyüz Prof. Dr. Gülseren Akyüz, bilgisayar başında 4 saattin üzerinde çalışanlarda bu ağrıların görüldüğünü söylüyor ve kronik ağrıların yaşamı çok olumsuz etkiledğini, kişiyi engelli hale getirdiğine dikkat çekiyor.

Ofis ve kas hastalıklarından korunmak eğitim ve ergonomik ofis düzenlemeleriyle büyük ölçüde mümkün olsa da ne yazık ki işveren de çalışan da bu konuda yeteri kadar bilinçli değil. Prof. Dr. Cihan Aksoy, bir fıtık hastası ve çalıştığı şirketle olan diyaloğunu anlatıyor: “Ciddi bel fıtığı olan bir hastam işyerinde ergonomik açıdan uygun olmayan bir koltukta oturuyordu. Katalogdan ona uygun bir koltuk seçtim ve bunu kullanacaksın dedim. O koltuk müdür koltuğuymuş, şirkete o koltuğu aldırabilmek için bizzat ben, 20 defa yazıştım. En sonunda almak zorunda kaldılar. Şirketlere bireysel düzenlemeler yaptırabilmek gerçekten çok zor.” Aynı sorunu çoğu kez yaşadığını söyleyen bir diğer doktor da Gülseren Akyüz: “Kişinin kendi vücuduna duyduğu saygı ve kendi kişisel haklarını araması gerekiyor. Kişi hekimden çalışma koşullarına yönelik bir rahatsızlığı olduğunu öğrenirse bunu işyeri ile konuşabilmeli. Örneğin bel fıtığı atağı geçiren bir hastamın, bel kısmı boşta kalan sanalyede oturması uygun değil. Ama hasta ben bunu işverenime anlatamam, koltuğumu değiştirmez diyor.”

İşveren de çalışan da ergonomiye gereken önemi vermiyor. Bir hastalığı olduğunda doktor doktor dolaşıyor ama bunun işyerinden kaynaklanabileceğini hiç düşünmüyor. Diğer taraftan çok ender de olsa uluslararası kurumsal firmalar çalışanları için ergonomik bir ortam hazırlamaya ve çalışanlarına ergonomi eğitimi aldırmaya başladılar. Prof. Dr. Gülseren Akyüz, bu eğitimlerin 30-35 dakikalık seminerler halinde değil de haftada 2 gün 3 saat gibi daha programlı bir şekilde verilmesinden yana: “Ama tabii bunlardan sonra da uygun çalışma şartlarının işveren tarafından sağlanması gerekiyor. Bu da bazen ciddi maliyet tutabiliyor. O yüzden bu işe çok kalkışmak istemeyebiliyorlar. Keşke baştan işyeri yapılırken ışık nereden gelir, kişi nerelerde oturursa daha verimli olur, klima nerede durursa kişileri olumsuz etkilemez diye düşünülseydi.”

Yasa var ama yaptırımı yok

Ülkemizde de ofis çalışanlarında ve bilgisayar kullananlarda çeşitli kas iskelet hastalıkları yasalarda meslek hastalığı olarak kabul ediliyor. Fakat çalışan, hekim ve işveren tarafından bu yönüyle yeterince tanınmadıkları için, iş dünyasında bu hastalıklara ve ergonomiye gereken önem verilmiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2003 yılında yayınladığı ’Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’ işverene çalışma merkezlerinde, ekranlı araçların kullanımından kaynaklanan zorlayıcı travmalara neden olabilecek riskleri belirleyecek ve bu riskleri ortadan kaldıracak sağlık ve güvenlik önlemlerini alma, ergonomi eğitimi verme ve ergonomik iyileştirmeler konusunda yükümlülükler getirdiği halde buna uyan şirket sayısı çok az. Prof. Dr. Cihan Aksoy, bu hastalıkların meslek hastalığı olarak tanınsa da ispatlanmalarının çok zor olduğunu söylüyor: “Örneğin vibratör kullananlarda, kamyon şöförlerinde bel fıtığı daha fazla. Çünkü belin üzerine çok fazla yük biniyor, onu ispatlamak kolay. Diğer taraftan karpal tünel, el bileğindeki sıkışıklık, bilgisayar kullanalarda çok fazla ama ev hanımlarında da aynı şekilde çok görülüyor. Dolayısıyla hastalığın ofisten kaynaklandığını kanıtlamak güçleşiyor.”

Uygulamalı Ergonomi Derneği kuruldu

Ofis çalışanlarında mesleki kas iskelet hastalıkları ve ergonomi konusundaki yetersizlikler göz önüne alınarak İstanbul Tıp Fakültesi’nde, yaklaşık 3 yıl önce Prof. Dr. Emel Özcan’ın sorumluluğunda Kas İskelet Hastalıkları ve Ergonomi Birimi kuruldu. Birimin amacı ofiste ve sanayide çalışanlarda kas iskelet hastalıklarını engellemek, iş memnuniyeti ve üretkenliğini artırmak. Birim işe özgü fizik tedavi ve rehabilitasyon, ofis çalışanları için ergonomi eğitimi, profesyoneller için ve yöneticilere yönelik eğitim ve konferanslar, ofiste ergonomik risklerin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapıyor. Özcan, 15 gün önce de Uygulamalı Ergonomi Derneği’ni kurdu. Dr. Emel Özcan’ın başkanlığında, doktor, mühendis, işveren ve hukukçulardan oluşan bir yönetim kurulu olan dernek, sanayide ve ofiste çalışanlarda ve iş sağlığı ve güvenliği ile ilgilenen profesyonellerde ergonomi farkındalığı oluşturmak, kas iskelet hastalıklarını ve diğer sağlık sorunlarını önlemek için çalışmalar yapmayı ve en önemlisi başta çalışan kesim olmak üzere toplumda ergonomi konusunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

OFiSTE ÇALIŞIRKEN

Monitörün üst kenarı göz seviyesinin hafifçe altında olmalı (Tavsiye edilen uzaklık 46-76 cm).

Masanın yerden yüksekliği 72-75 cm olmalı. Ayak açıklığı ise minimum 60 cm.

Sandalyenizin arkasını sırtınıza uyacak şekilde ayarlayın.

Uyluklar yere paralel olmalı.

Ayak yere düz basmalı. Gerekiyorsa ayaklar için bir dinlenme tahtası kullanın.

Ekrandan ışığın yansımasına ve gözünüze girmesine izin vermeyin.

Dirsekleri klavye ile aynı yükseklikte tutun.

Yazı yazarken veya dosyaları karıştırırken telofonu kulakla omuz arasında tutarak konuşmak boyun ve omuz ağrılarını artırır. O nedenle mikrofonlu telefonlar tercih edilmeli.

Hafif öne eğilmiş şekilde oturun ve gün içinde sandalye arkasının açısını ve oturma zemini açısını birçok kez değiştirin.
Burcu ÖZÇELİK, Hürriyet İK, 07/09/2008