Finansal okuryazarlık en basit tanımı ile bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirme ve bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliği. Ne yazık ki Türkler bu konuda çok da başarılı değiller. Türkiye yüzde 23’lük finansal okuryazarlık oranıyla dünya sıralamasında 120. ülke. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM), Gençlerde Finansal Okuryazarlık Araştırması’na göre, Türkiye’de gençlerin yüzde 80’i ülke ekonomisini takip etmiyor, yüzde 84’ü para ve finansal konularda bilgi sahibi değil, 4 gençten 3’ü enflasyon kelimesinin anlamını bilmiyor. Para ve finansal konularda bilgi sahibi olduklarını söyleyen gençlerin sadece yüzde 11’i bu alanda eğitim almışlar. Çalışan kesime bakıldığında en büyük kaygılarından biri finansal kaygılar. ING Bank’ın yaptığı bir ankete göre, ‘Bugün tasarruf yapıyor musun?’ sorusuna katılımcıların yüzde 12’si evet demiş. Yüzde 30’u ‘3 ay içinde tasarruf yapacağını’, yüzde 85’i ‘3 aydan sonraki bir dönemde tasarruf yapacağını’ söylemiş. Tasarruf yapmayı isteyen ama nasıl yapacağını bilmeyen ya da tasarruf yapsa da birikimlerini nasıl değerlendireceğini bilmeyen çok ciddi bir kesim var. Diğer taraftan da “50 lira, 100 lira ile para mı birikir” diyen bir grup mevcut. Oysa ki Dünya Bankası verilerine göre eğer 2.220 dolar tutarında birikiminiz varsa ve borcunuz yoksa dünyadaki insanların yarısından daha varlıklısınız. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Yönetim Kurulu Başkanı Attila Köksal, “Maalesef yapılan çeşitli araştırmalara ve anketlere göre yurdumuzda finansal okuryazarlık düzeyi oldukça düşük. Ülkemizde düzenli birikim yapan bireylerin toplam nüfusa oranı yıllardır yüzde 10’un altında. Bireyler emeklilik konusunda SSK, BAĞ-KUR gibi kuruluşlara güveniliyor. Finansal okuryazarlık bireylerin yaşamları boyunca para ile olan ilişkilerini düzenleyebilmeleri açısından büyük önem taşır” diyor.

İşveren açısından da kaygı verici
Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre Türkiye’de toplam 65 milyon 483 bin 891 kredi kartı bulunuyor. Bireysel kredi kartlarında toplam borç 102.4 milyar lira. Bunun 6.5 milyar TL’si ise (yüzde 5.7) takibe düşmüş durumda. Willis Towers Watson’ın Türkiye’de 2017 yılında yaptığı araştırmaya göre çalışanların yüzde 60’ı, parasal endişelerin son 2-3 yıl içinde hayatlarında daha fazla önem kazandığını belirtiyor. Türkiye’deki patronların yüzde 26’sı finansal konuların çalışanlar için ortak bir sorun olduğunun farkında. Bu nedenle işverenlerin yüzde 70’i çalışanların finansal durumlarını daha iyi yönetmeleri için onları cesaretlendirmede aktif rol almayı planlıyor. Willis Towers Watson’ın yüzde 70’i çok uluslu 50 şirket ile yaptığı 2019 Küresel Yan Hak Trendleri Araştırması’na göre şirketlerin sadece yüzde 12’si, çalışanlarına 2019 yılı içinde finansal eğitim programları sunduğunu, yüzde 16’sı ise 2020 ve 2021 yıllarında finansal eğitim programları sunmayı planladıklarını belirtiyor. Willis Towers Watson Türkiye Sağlık, Emeklilik Sigorta Brokerliği ve Yan Haklar Danışmanlığı Lideri sema Gökdemir, “Mali endişeler toplumun en önemli stres kaynağı. Bu endişeleri çözmede yol gösteren finansal okuryazarlık seviyesi ise dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de düşük. Bu durum işveren açısından da kaygı verici zira mali endişeler nedeniyle mutsuz ve endişeli çalışanlar, iş yerinde düşük performans gösteriyor” diyor. Sürdürülebilirlik için finansal okuryazarlığın öneminden yola çıkarak, bu eğitimi aldıran şirketlerin sayısında artış olacaktır.

Küpü akarken doldurun
Türkiye’de dokuz senedir finansal okuryazarlık konusuna öncülük eden isimlerden biri olan Özlem Denizmen, “Parasını yöneten hayatını yönetir” diyor ve sürdürülebilir bir ekonomi için bireylerin finansal okuryazar olmasının ön şart olduğunu söylüyor. Denizmen, tasarruf yapacaklara şu tavsiyelerde bulunuyor.
– Harcamalarınızı yazın. Yazılmayan şeyler uçup gidiyor. k Hedef koyun. Hedefi olmadan birikim olmuyor.
– Her ay bir tane tasarruf alanı belirleyip o alana odaklanın. Örneğin; bu ay dışarıda yeme içme azaltacağım gibi.
– Arkadaş çevrenizi gözden geçirin. Çevrenizdekiler sürekli harcıyorsa siz de harcarsınız.
– Bir müddet alışveriş merkezleri ve internet sitelerinden uzak durun. Göz gördüğünü ister.
– Karı-koca ortak plan yapın.
– Öz sevgi ve öz saygıyı artıracak aktivitelerde bulunmak da çok önemli. Çoğu zaman parayı kim olduğumuzu ifade etmede önemli bir araç olarak kullanıyoruz ve kim olduğunu bile bilmediğimiz insanları etkilemek için bizim olmayan paraları harcayıp duruyoruz. Sonra kredi kartı borçları vs vs.. Para bizim yaşam stilimizi finanse eder.. Ama tasarrufa giden en önemli adım kazandığından az harcamaktır. Yatırım konusunda da bir uzmana danışılması gerektiğini söyleyen Denizmen, “Yatırım yapmadan da finansal özgür olunmaz. Çalışma hayatına başlar başlamaz küpü akarken doldurmalıyız. Yatırım bir kastır, 14 yaşından itibaren gelişmeye ve 18 yaşından itibaren de uygulamaya başlamalıdır ve para kazanmaya başladıktan itibaren de artırılmalıdır. Genelde insanlar 40 yaşına geldikten sonra yatırım yapmaya başlamaya çalışıyorlar fakat çok geç” diyor.

 

Nasıl yatırım yapmalı
Öğrencilere, kadınlara, çalışanlara, çiftçilere, toplumun çeşitli kesimlerine finansal okuryazarlık eğitimleri veren FODER, değişik eğitim programları düzenleyerek tasarruf etme, birikim ve yatırım yapma konularında bilgi seviyesini yükseltmeye çalışıyor. FODER Başkanı Attila Köksal, ana mesajlarının, “Bütçe yap, Tutumlu ol, Biriktir, Yatırım yap, Sabırlı ol” şeklinde özetleyerek, birikimi olanlara şu tavsiyelerde bulunuyor: Yatırımlarınızda riski yayın: Zaman içinde piyasalardaki dalgalanmalar sizi mutlaka tedirgin edecektir. Bazı yatırımlarınız iyi giderken, diğerleri zaman zaman kötü performans göstereceklerdir. Bu nedenle yatırımları belirli enstrümanlara yoğunlaştırmayın, birikimlerinizi mevduat, döviz, yatırım fonları, hisse senetleri, sabit getirili menkul kıymetler ve altın, gümüş gibi emtiaların getirisine endeksli fonlar arasında paylaştırın.
Dalgalanmalara hazırlıklı olun: Varlık değerleri (hisse senedi, altın, döviz vb. fiyatları) birçok makroekonomik gelişme, sektörel eğilim ve şirketlere özgü faktörlerden etkilenir ve de sürekli dalgalanırlar. Örneğin, Borsa İstanbul endeksi 30 yıllık tarihi boyunca çok sert düşüşlere maruz kalmış, zaman zaman da çok hızlı yükselişler sergilemiştir. Altın fiyatları çok uzun yıllar yatay seyredip yatırımcılarına büyük zararlar ettirmiş, sonra da ardı ardına rekor kıran yükselişler yapmıştır.
Kısa vadeli tahminlere, söylentilere asla kulak asmayın:
Uzman olsun veya olmasın kimsenin kısa vadeli piyasa tahminlerine göre asla yatırım yapmayın. Kimse, evet hiç kimse, sürekli olarak piyasalarda ne tür gelişmeler olacağını doğru olarak tahmin edemez. Zaman zaman tutan kısa vadeli tahminlerin çoğu tesadüftür.
Yatırımlarınızı basit bir plan çerçevesinde yapın:
Piyasalarda ne olursa olsun, belirlediğiniz miktarı her ayın belirli bir günü yatırıma dönüştürün. Bu plandan asla şaşmayın; tüyo, dedikodu gibi söylentilere kanıp yatırım stratejinizi değiştirmeyin.
Hisse senedi seçmeye kalkmayın: Piyasaya göre daha iyi getiri sağlayacak hisse senetlerini seçmek, şirketlerle doğrudan görüşebilen, sektörler ve şirketler hakkındaki sayısız araştırma raporlarına ulaşabilen profesyonel fon yöneticilerinin işidir (ki onların da sürekli olarak doğru seçimler yaptıkları söylenemez). Hisse senedi seçmeyin, hisse senedi yatırımlarınızı profesyonel portföy yöneticilerinin yönettiği fonlara, düşük maliyetli endeks yatırım fonlarına veya hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarına yapın.
Asla aşırı derecede risk almayın: Kredi kullanarak hisse senedi almak, kaldıraçlı döviz işlemi yapmak türünden karmaşık ve aşırı riskli işlemlere itibar etmeyin. Bir yatırım aracının nasıl işlediğini anlamıyorsanız, yatırım yapmayın: İleriki yaşamınızda size zaman zaman yatırım önerileri gelecektir. Kazanç beklentisi ne kadar yüksek olursa olsun, asla anlamadığınız ve size karmaşık gelen bir ürüne yatırım yapmayın.
Yatırımlarınızı sürekli takip edin: Yatırımlarınızı düzenli olarak gözden geçirin. Herhangi bir yatırımda hata yaptığınızı düşünüyorsanız konunun uzmanlarına danışıp görüş alın. Profesyonel bir portföy yöneticisinin yönettiği bir fona yatırım yaptıysanız onun performansını takip edin.

 

19 milyon kişiye eğitim verdiler
TEB, 2012 yılında ‘Ekonomi ailede başlar’ sloganıyla başlattığı TEB Aile Akademisi ile ülke genelinde finansal okuryazarlık bilincinin geliştirilmesi ve tasarruf anlayışının yaygınlaşması amacıyla herkesim için ücretsiz eğitimler düzenliyor. TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, bugüne kadar farklı kurumlarla da işbirliği yaparak yaklaşık 19 milyon kişiye finansal okuryazarlık eğitimi verdiklerini söylüyor.
Mendi, “Birbiriyle bağlantılı 17 hedeften oluşan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri dünyadaki yoksulluğu kalıcı biçimde yok etmeyi amaçlıyor ve bu doğrultuda yapılan girişimlerin 2030’a kadar dünyadaki yoksulluğu ciddi oranda azaltacağı öngörülüyor. Toplumun finansal okuryazarlık seviyesinin yükselmesi, sürdürülebilir geleceğe katkı sunmak anlamında da çok önemli” diyor.


Burcu ÖZÇELİK SÖZER, Hürriyet İK, 20 Ekim 2019